hacı şerif

Beyaz Çorap

Türkiye’nin bir zamanlara köklü bankalarından birinin patronu ekonomide uzman bir Profesörü arar ve çalışanlarına eğitim vermesini ister.

Bunun için bir otel tutar ve çalışanlarını bu eğitim için kampa sokar.

Gerisini hoca şöyle anlatır;

Bankanın yöneticileri, Anadolu’daki şube müdürleri, hepsi orada kalıyordu.

Otelin restoranı, konferans salonu olarak kullanılıyordu.

Kürsüye çıktım.

Hani bir zamanlar kösele ayakkabının içine beyaz çorap giyme hastalığımız vardı ya…

İlk dikkatimi çeken bu oldu.

Hemen hepsi beyaz çoraplıydı.

İngilizce bilen var mı diye sordum.

Bir iki üst düzey yönetici haricinde, yoktu.

Ama, istisnasız hepsinin önünde not defterleri vardı.

Can kulağıyla dinliyorlardı.

Gece çalışıyor, ertesi sabah yeni yeni sorularla geliyorlardı.

Merak ediyorlardı.

Her saniyeyi değerlendirmek için, çaba harcıyorlardı.

Hocanın anlattığı bu banka Türkiye’nin en büyük bankalarından biri olur.

Yıllar sonra o banka patronu hocayı yine çağırır ve büyüdüklerini dünya açılmak istediklerini söyleyerek yine eğitim vermesini ister.

Hoca kabul eder ve eğitim vermeye başlar…

Bu sefer karşılaştığı durumu da şöyle anlatır:

Kürsüye çıktım.

İlk dikkatimi çeken, İtalyan ayakkabılar oldu.

Karşımda oturanların, eğitime gelmekten ziyade, kokteyle gider gibi bi halleri vardı.

‘İngilizce bilen var mı?’ diye sordum.

Gülümsediler.

İstisnasız hepsi biliyordu.

Ama, istisnasız, hiçbirinin önünde not defteri yoktu.

Gözlerinden ‘biz zaten senin anlatacağın her şeyi biliyoruz’ ifadesi okunuyordu.

Nezaketen dinlediler amatek soru bile sormadılar.

Öğrenmek isteyen, bilgiye aç kadro gitmiş, onların yerine, her şeyi bildiğini düşünen kadro gelmişti. Ben hemen banka patronuyla buluştum.

‘Bir hafta kalmama gerek yok, ben yarın döneyim’dedim.

Şaşırdı, ‘Niye?’ diye sordu.

‘Batıyorsunuz’ dedim!

İyice afalladı. ‘Anlamadım’ dedi.

‘Anlamadığınızı görüyorum, fazla dayanamazsınız, batıyorsunuz’ dedim.

Ve banka bir yıl sonra battı.

Bu işletme dersi niteliğindeki olay, ayağınızdan beyaz çorapları çıkarıp, mücahitlik ten müteahhitliğe yüksek sıçrama yapanlara iyi bir örnek olsa gerek.

DOST ACI SÖYLER DEDİK YAZDIK.

ANLAYAN ANLAR.

Alıntı

beyazcorap

Benzer İçerikler

Babam “Bunları Alıştırma” Demişti

Babam “Bunları Alıştırma” Demişti

Ne zaman havalar soğusa rahmetli babamla yaşadığım o hatıram akla geliyor… Şimdi o insanlar da gitti o komşuluklar da kalmadı… ...

Devamını Oku...

Eskiden

Eskiden

Televizyon karıncalı, insan netti Dertlinin derdi, dertsize dertti Evcilik oyunu,oyundan ibaretti Eskiden hayat daha güzeldi….. Herkesin evi, herkesin eviydi Veresiye ...

Devamını Oku...

Kazancınıza Göre

Kazancınıza Göre

Eskiden kocam vardı, eşyam yoktu. Şimdi eşyam var; ama eski kocam yok!.. Evlenmeye karar verdik. Anlaştık. Eşya, düğün masrafı, düğün ...

Devamını Oku...

Derler Bizde!!!

Derler Bizde!!!

Davete “OKUNTU” yengeye“ GUMA”, İnceden açılmış ekmeğe “YUKA”, Saciçinde “KÖMBE”, üstde “BAZLAMA”, Savrulan buğdaya “CEÇ” deller bizde.!!! Babaanneye “EBE”, halaya ...

Devamını Oku...

Yorum yapın