hacı şerif

ÇOCUK, DOĞDUĞUNA NASIL PİŞMAN EDİLİR?

Çocuğunuza uyguladığınız:

– “Ölsem de kurtulsam şu sıkıntılardan”,

– “Zırlayıp durma, yoksa dilencilere veririm seni”,

– “Şu heriften boşanıp, sizi terk edeyim de görün”,

– “Bu evde, biraz da beni düşünen olsa”,

– “Vallahi, canımdan bezdim”, şeklindeki RUHSAL ŞİDDET türleri, çocuğunuzun “ruh dengesini” tepe taklak eder.

* Diğer taraftan:

– “Oğlum, sen bu kafayla, adam değil; çöpçü olursun ancak”,

– “Yeter artık, seni “sevmiyorum”,

– ”Bana yaptıklarından dolayı sana “küstüm”,

– “Bıktım senin şu dağınık hallerinden”,

– ”Ne biçim çocuklarsınız; biraz da söz dinleyin”,

– ”Bana saygın yok mu senin”,

– ”Kızım, sen bu gidişle, garanti evde kalırsın”,

– ”Ben senin yaşındayken…” ile başlayan tüm uyarılarınız, ona uyguladığınız, DUYGUSAL ŞİDDET türleriyle,

– Çocuğunuza sadece; 3 çeşiy “ÖLÜMCÜL VİRÜS” bulaştırmış olursunuz:

1- Kendisini “değersiz” hisseder,

2- Kendisini “yetersiz” hisseder,

3- Kendisini “suçlu” olarak algılar,

* “Algılarsa algılasın hocam, ne var bunda”, değil işte.

* Çünkü;

– Bu 3 ölümcül hastalık, ömrünün sonuna kadar, çocuğun yakasını BIRAKMAZ.

* ”Bırakmazsa bırakmasın, bana ne” değil işte:

– Çünkü, bu “kötü duygular” yüzünden çocuğunuz:

– Fıtratında var olan becerilerini sergilemekten “çekinir”.

– “Yapabilme, anlayabilme, başarabilme”… gibi kabiliyetleri olduğu halde, bütün buna benzer konularda kendisini “yetersiz” bulur.

– En ufak bir işte, kendisini “ispatlayamaz”.

– “Suçsuz” olduğu halde, tanık olduğu:

– Hırsızlık, kırıp-dökme, dağıtma… gibi olaylar karşısında, kendisini “suçlu” hisseder.

* Siz de güya, aklınızca;

– “Oğlum, dilimde tüy bitti anlata anlata…hala mı?”

– “Sen benimle dalga mı geçiyorsun”,

– Yoksa sen beni dinlemiyor musun”, gibi onu motive edeceğini düşündüğünüz, ve sizce çok “doğal” olan bu uyarılarınızın, onun ruhunda açtığı 2 yaradan habersizsiniz:

1- Hem kendisini “yetersiz” bulur,

2- Hem de, olan bitenden kendisini “sorumlu” sayar.

* Hatırlar mısınız bilmem:

– Henüz 5 yaşındayken: “Baba ben, büyüyünce “astronot” olacağım” ,

– Kızınız 6 yaşına girdiğinde: “Anne ben, büyüyünce prenses olacağım, birçok hizmetçim olacak”,

– Oğlunuz, okul öncesi döneminde: “Baba ben ileride, havada uçan arabalar yapacağım”, tarzında size, “uçuk” ve “anlamsız” gelen hayallerini, aktardığında, siz onu:

– Terslemiştiniz ya,

– Ayıplamıştınız ya,

– “Hayalperest” likle itham etmiştiniz ya,

– Aşağılamış, küçümsemiştiniz ya,

– Kaş kaldırıp ona dudak bükmüştünüz ya…

* İşte, sizin o “çokbilmiş” ve “kibirli” haliniz yüzünden, çocuğunuzun kaptığı “mikrop” un türü: DEĞERSİZLİK tir.

* Sizin bu “bilinçsizce” ve “cahilce” tavrınızdan ötürü çocuk:

1- Pasifleşir ve şu “acıklı” hale bürünür:

– Kendisini bu duruma sokan kişiye yanaşır, sırnaşır, şımarır ve de “bağlanır”.

– Böyle davranmaktaki yegane amacı:

– “Değersizlik” hissinden kurtulmaya çalışmaktır.

– Onun tüm bu tavırları, bir tür “dram” dır, “ruhsal yıkım” dır.

* Onun bu hali karısında, kabadayılığınızı sürdürürseniz ve bilinçlenmezseniz:

– Çocuk, kendine zarar verici,

– Eşyaları kırıcı, dökücü tavırlar sergilemeye başlar.

-Bundaki amacı da:

– Sizin tarafınızdan uğradığı; “ihmal edilmişliğin” acısını hafifletmektir.

* Hala da değişmemekte direnirseniz:

– Çıraklık, amelelik, kölelik ruhuna bürünür.

– Böylece, her istediğinizi “paşa paşa” yerine getirmeye çalışır.

– “Sahte” kimlikli kişi olur:Size başka, başkasına başka davranır…

* Siz yine de, yanlışınızda inadınızda ısrar eder ve çocuğunuzun “yola geldiğini” düşünürseniz, bu sefer de:

– Sizi “hissetmemeye”,

– Sesinizi “duymamaya” başlar.

– “Hissiz”, “duyarsız”, “arsız”,

– Vicdan, merhamet, empati…gibi iç dinamikleri “felç olmuş” olur.

ÖZETLE:

– Tüm bu “yanlış” ebeveynliğiniz yüzünden çocuğunuz, sırasıyla:

– Pasif, edilgen hale gelmiş olur,

– Sahte kimliğe bürünerek, “iki yüzlü” olur,

– Duyarsızlaşarak; kimin, nerede ve nasıl “canını yakacağı”,

– Yuvasını söndüreceği belli olmayan,

– Pimi çekilmiş el bombası gibi ortalıkta dolaşır

Benzer İçerikler

Babam “Bunları Alıştırma” Demişti

Babam “Bunları Alıştırma” Demişti

Ne zaman havalar soğusa rahmetli babamla yaşadığım o hatıram akla geliyor… Şimdi o insanlar da gitti o komşuluklar da kalmadı… ...

Devamını Oku...

Eskiden

Eskiden

Televizyon karıncalı, insan netti Dertlinin derdi, dertsize dertti Evcilik oyunu,oyundan ibaretti Eskiden hayat daha güzeldi….. Herkesin evi, herkesin eviydi Veresiye ...

Devamını Oku...

Kazancınıza Göre

Kazancınıza Göre

Eskiden kocam vardı, eşyam yoktu. Şimdi eşyam var; ama eski kocam yok!.. Evlenmeye karar verdik. Anlaştık. Eşya, düğün masrafı, düğün ...

Devamını Oku...

Derler Bizde!!!

Derler Bizde!!!

Davete “OKUNTU” yengeye“ GUMA”, İnceden açılmış ekmeğe “YUKA”, Saciçinde “KÖMBE”, üstde “BAZLAMA”, Savrulan buğdaya “CEÇ” deller bizde.!!! Babaanneye “EBE”, halaya ...

Devamını Oku...

Yorum yapın