KIRK ÜÇ YIL GEÇMİŞTİ ARADAN…

Ortalığı Öğretmenler Günü gürültüsünün kapladığı haftaydı; bizim İbrahim’in aklına ilkokul öğretmeni Eyüp Hoca düştü. Yaşıyor muydu acaba?

Hesaba girişti hemen; yaşıyorsa bile 79-80 yaşlarında olmalıydı. Kopalı kırk üç yıl olmuştu. Nereden, nasıl ulaşabilirim diye düşünürken internette arama motoruna hocanın ismini yazıp, oradan facebook sayfasına ulaştı kolaylıkla…

İbrahim, bu kadar kolay ulaşmasından daha çok 79 yaşındaki öğretmeninin facebook sayfası olmasına şaşırdı. “Herhalde torunları hoşluk olsun diye hazırladı” dedi. “Kendisine iletirler nasılsa” diye düşünerek, öğretmeni karşısındaymış gibi heyecanla şunları yazdı: “Hocam, bendeniz 1969 yılında Bursa’daki (……/…..) ilkokulundan öğrenciniz İbrahim…

Öğretmenler Günü bahis mevzuu olunca sizi ne kadar çok özlediğimi hatırladım. Kırk üç yılda binlerce öğrenci gelip geçmiştir önünüzden… Beni hatırlamanızı beklemiyorum. Sadece, üzerimdeki emeğinize bir kez daha teşekkür için yazdım. Hayırlı uzun ömürler dilerim.” Bu kadar.

*** Biraz sonra, daha İbrahim bilgisayarın başından kalkmadan şaşırtıcı bir şey oldu. Eyüp Öğretmenden patır patır cevaplar dökülmeye başladı:

– İbrahim evladım, merhaba. – Dördüncü sınıfta öğretmenliğini yaptım. – Satırlarını okuyunca seninle ilgili hatıralar uçuştu yorgun zihnimde… Sınıf arkadaşların tahtaya yazdığım bir problemi çözmek için ter dökerken senin sıra altında bir şey okuman dikkatimi çekmişti. Belli etmeden yanından geçtim, Tommiks okuyordun. Ama açık duran defterde problemi doğru olarak çözdüğünü de fark ettim.

Zil çaldı. Tahtaya daha zor bir problem yazdım, “İkinci derste çözersiniz” dedim. Teneffüste sınıfa göz attım, sen tek başına oturmuş problemle cebelleşiyordun. Çünkü tam dişine göre bir problemdi.

Bu hadise bana zekâ düzeyi farklı öğrencilerin farklı sınıflarda okuması gerektiği fikrini oluşturdu. Her öğrencinin bir kapasitesi vardı; az alana fazla yükleme, çok isteyeni de bilgi ile besle dedim kendime. Sonraki yıllarda genç öğretmenlere bu örneği hep anlattım.

– Osmanlı Hanedanı ile ilgili yazdığın o harika kitabı okudum. Tarihçi olmak istemiştim, bana kısmet olmadı ama bir öğrencime nasip oldu diye gurur duydum.

– Bugün kocaman bir adam, usta bir tarihçi olsan da, sen benim gözümde hâlâ o sınıf gazetesini tek başına çıkaran İbrahim’sin. – Seninle ilgili söyleyebileceğim çok şey var ama bunu bir hafıza gösterisine dönüştürmek istemiyorum. Allah hep iyilerle karşılaştırsın evladım.

– Sana küçük bir not İbrahimciğim: Bir öğretmen mesleğini severek yapıyorsa hemen hemen hiçbir öğrencisini unutmaz!

Sadık Söztutan – Türkiye Gazetesi – 09.12.2012

Benzer İçerikler

Arı Alerjisi için En İyi İlaçlar

Arı Alerjisi için En İyi İlaçlar

Arı alerjisi, arı sokması sonrasında vücudun aşırı tepki vermesi sonucu ortaya çıkan bir alerjik reaksiyondur. Bu reaksiyonlar, hafif kaşıntı ve ...

Devamını Oku...

Evde Dondurma Nasıl Yapılır? Hızlı Dondurma Tarifi

Evde Dondurma Nasıl Yapılır? Hızlı Dondurma Tarifi

Evde dondurma yapmak, özellikle sıcak yaz günlerinde serinlemek için harika bir seçenektir. Ancak, geleneksel dondurma yapımı oldukça zaman alıcı ve ...

Devamını Oku...

Meyveli (Çilekli, Muzlu) Dondurma Tarifi

Meyveli (Çilekli, Muzlu) Dondurma Tarifi

Meyveli dondurmalar, yaz aylarında serinlemek için harika bir seçenektir. Çilekli ve muzlu dondurma, hem lezzetli hem de sağlıklı bir tatlıdır. ...

Devamını Oku...

Airfryer Almak Mantıklı mı?

Airfryer Nedir Ve Nasıl Kullanılır? Airfryer Nedir Ve Nasıl Kullanılır? Airfryer, modern dünyada sık sık kullanılan bir kızartma yöntemidir. Bu ...

Devamını Oku...

Yorum yapın