Köroğlu ara sıra uşağını haraç olarak bir koyun vermesi için çobana yollar. Uşak gider, her defasında “Köroğlu’nun selamı var, bir koyun verecekmişsin” der. Çoban da “Köroğlu’nun emri başımız üstüne” deyip hemen bir koyun tutup verir.
Derken bir gün Köroğlu kendisi gider koyun istemeye. Ve çobana “Ben Köroğlu’yum, bana bir koyun ver” der. Çoban şöyle bir bakar, hayalindeki yiğit ve cengâver Köroğlu ile karşısındaki Köroğlu olduğunu söyleyen kişiyi bir mukayese eder ve aldatılmakta olduğuna hükmederek Köroğlu’na basar sopayı…
Büyük bir öfkeyle eliboş eve dönen Köroğlu, ertesi gün uşağını tekrar çobana gönderir. Uşak mutat olduğu üzere çobana “Köroğlu’nun selamı var, bir koyun verecekmişsin” der. Çoban, “Köroğlu’nun emri başımız üstüne. Ancak, sahte Köroğlular türedi. Dün onlardan biri geldi. Haddini bildirip gönderdim” der ve uşağa, istediği koyunu hemen verir.”
Gerçeklerden habersiz yaşamak, başka bir ifade ile, hem Köroğlu’nu dövmek, hem de nâmına haraç vermeye devam etmek asla çıkar yol olamaz!..”
Allah Nur içinde yatırsın üçünüde Necdet tosun, çocukları Erdal ve Gürdal tosun. Kader hep aynı olmuş.